En son Çıkan Kitaplar

Dünya Ülkelerinden Matematik Oyunları
Claudia Zaslavsky
Güncel Yayınevi,
Ocak 2009, 153 Sayfa


Dünyanın dört bir yanından, bilmece ve matematik oyunları sizin için bu kitapta toplandı. Yüzyıllardır bilinen, değişik kültürlerden süzülerek bugüne kadar gelen bu eğlenceli, düşündüren, 70’den fazla matematik oyunu, problem çözme konusundaki yeteneğinizi üst seviyeye taşıyacak.

Gana’dan, Moğolistan’dan, Hindistan’dan, Sudan’dan ve daha onlarca kültürden gelen çocuğun binlerce yıldır oynadıkları, hayal gücünü, stratejik ve mantıklı düşünmeyi öğreten oyunlar, bilmeceler, hoşça vakit geçirmenizi sağlarken bir yandan da matematiği doğru bir şekilde kullanmanızı ve kendinize olan güveninizi geliştirecek.

Her zaman bir adım önde olmak çocuğunuzun elinde...

Bohemler
Dan Franck
Çeviren:İsmail Yerguz
Sel Yayınevi
Ocak 2009, 431 Sayfa

1911 yılında Mona Lisa'nın Louvre'dan çalınması büyük bir skandala neden olmuş, Louvre'dan Mona Lisa'yı değil ama bazı nesneleri yürüttüğünü açıklayan Gery-Pieret adındaki Belçikalıdan bazı heykelcikler satın alan Pablo Picasso'yu bir telaştır almıştı! Heykelcikler, Picasso ve Apollinaire dostluğunun sınandığı uzun bir macera sonucu Seine nehrine atılmaktan kurtulup, Louvre'a geri döndü... Ama yüzyıl başında Paris, modern sanatın bu tartışmasız başkenti, daha nice ilginç olaya gebeydi!

Picasso'dan Matisse'e, Modigliani'den Man Ray'e, Apollinaire'den Hemingway'e, Braque'tan Breton'a, MaxJacob'tan Cocteau'ya, Cendrars'tan Desnos'a, Diego Rivera'dan Utrillo'ya, Tristan Tzara'dan Kiki'ye nice ressam, model, şair ve yazara evsahipliği yapan Paris, Montmartre'ı, Montparnasse'ı, sokakları, müzeleri, barları ve birbirinden ilginç karakteriyle Bohemlerin başrolünde: Modern sanatın tarihinin yazıldığı yıllarda Paris'te yaşanan bireysel mücadeleler ve genel olarak avangard sanatın mücadelesi; geleceğin ünlü sanatçıları arasındaki dostluklar, aşklar, kıskançlıklar ve kavgalar ve yüzys! başında, Paris'i bugünün efsanevi kenti yapan her şey... Picasso'yla heyecanlanacak, Utrillo'yla içecek, Modigliani'yle hüzünlenecek ve daha nice ilginç karakterin gerçek yaşamından kesitlere tanıklık edeceksiniz...

Venedik İhaneti
Steve Berry
Çeviren:Füsun Talay
Bilge Kültür Yayınevi
Ocak 2009, 485 sayfa

Eski Sovyet Cumhuriyetleri birleşmiş ve SSCB'nin küllerinden Orta Asya Federasyonu adında yepyeni bir güç doğmuştur. Tüm dünya için büyük bir tehdit oluşturabilecek güçte biyolojik silaha sahip Federasyon'a başkanlık eden İrina Zovastina, kendini en büyük askerî dehalardan biri olan Büyük İskender'le özdeşleştirmiş ve gözünü dünya hükümdarlığına dikmiş despot bir kadın liderdir. Hükümetten, kısıtlayıcı yasalardan, tarifelerden, vergilerden, kendilerini hizaya sokan her şeyden nefret eden bir grup gizli güç simsarının oluşturduğu Venedik Birliğinin de bir üyesi olan Zovastina Asya'yı yeniden fethederek modern dünyanın Büyük İskender'i olma arzusundadır. Büyük İskender'in 1.500 yıldan fazla bir süredir kayıp olan mumyalanmış naaşını bulmak hiç şüphesiz onun da en büyük emellerinden biridir. Mezarı bu kadar önemli yapan bir şey daha vardır: İskender'le birlikte gömüldüğü rivayet edilen mucizevî bir serum. İyi amaçlar için kullanılması halinde AIDS'e bile çare olacak olan serum tehlikeli ellerde milyonlarca insanın mahvına neden olacak ölümcül bir silaha da dönüşebilir. Bir zamanlar Amerikan hükümeti adına çalışan eski ajan Cotton Malone da eski amiri Stephanie ve gizemli, seksi dostu Cassiopeia ile birlikte çok geçmeden bu tehlikeli maceradaki yerini alır ve birlikte Danimarka kıyılarından Çin sınırına uzanan bir bilinmezin peşine düşerler.

Stanley Kubrick
Derleyen: Gene D. Philips
Çeviren: Nefşa Dereli
Agora Yayınevi
Ocak 2009, 266 sayfa


“Ben fikir üretiyorum -sinema yönetmeninin temel işi budur. Yönetmenin ikinci görevi, filmin seyirciye nasıl bir zevk vereceğini belirlemektir. Konu aktörlere gelince ise, ben hep en iyileriyle çalışmayı denesem bile burada bir orkestra şefinin karşılaştığı sıkıntıları çekmek kaçınılmazdır. Kendimin bu film yapma sürecinin en çok hangi aşamasını sevdiğimi soracak olursanız, o zaman da 'kurgu' diye cevap veririm. Çünkü yaratıcı bir iş çıkarmanıza en yatkın zemin, kurgudur. Önceden yazarak hazırlanmak, sonradan senaryoyu kaleme almak elbette çok tatmin edici bir duygu, fakat yazarken bir film üzerinde doğrudan çalışmış olmazsınız. Filmin çekimi başladığındaysa, bir sanat eseri yaratmak için tasavvur edebileceğiniz en ağır koşullarla baş başa kaldığınızı bilirsiniz...”

Rimbaud'ya Akıl Notları
Küçük İskender
Sel Yayınevi
Ocak 2009, 112 Sayfa

Rimbaud'ya Akıl Notları, şiir okumaya ve yazmaya yeni başlayanlar için Türk Edebiyatı'nın sivri dille eleştirisi sayılabilir; ürettiklerinin sırtına eyer vurmaya özenenlerin, sistemin dayattıklarıyla boy ölçüşemeyip sinenlerin, ideolojilerden rant çıkaranların, geleneksel ile modern arasında sıkışıp kişisel iç dökmeyi kitlelere mal edenlerin portrelerinden hareketle uyarılara, saptamalara uzanan bir kitap. Köhneleşmişliğe başkaldırının simgesi sayılabilen Rimbaud'ya yönelik yazılan bu metinler, yeni kuşağa eski kuşağın kötü sırlarını açıklıyor.

Şiirin yabancı bir dil olduğu savıyla hareket edenler için, bir tür derin edebiyatın sınıflandırılması da sayılabilecek olan Rimbaud'ya Akıl Notları, aynı zamanda 1980 Kuşağı diye adlandırılan şairler arasındaki küçük İskender'in kendi şiir dünyasından dışarıya yönelttiği ilk uyarılar diye de anılabilir.

Şiirlerle ve şairlerle yaşayanlar için kestirmeye sapmayan yeni bir yol haritası.

Luisito - Bir Sevgi Öyküsü
Susanna Tamaro
Çeviren: Eren Cendey
Can Yayınları
Ocak 2009, 104 Sayfa

Anselma, yaşlı ve emekli bir öğretmendir. Roma’daki evinde yıllardır yalnız başına yaşamakta, artık tanıyamadığı bu dünyada kendini gereksiz hissetmektedir. Her günü acı ve hüzün doludur. Bir yaz gecesi çöp tenekesinin dibinde terk edilmiş olağanüstü bir papağan bulur. Luisito adını verdiği papağan, Anselma’nın yüreğindeki buzları eritecek, sevgiyi yeniden keşfetmesini sağlayacaktır.

Tüm bir yaşamıyla hesaplaşmayı göze alan Anselma, Luisito sayesinde, dünyanın ona unutturmaya çalıştığı yaşama sevincini yeniden duymaya başlayacaktır. Ta ki... Yüreğinin Götürdüğü Yere Git’in yazarı Susanna Tamaro, bir gazete haberinden esinlenerek yazdığı yeni romanı Luisito: Bir Sevgi Öyküsü’nde, sevginin kurtarıcı gücünü yüceltiyor. Luisito, okurunu şaşırtan, duygulandıran ve eğlendiren çağdaş bir masal. Tekdüze ve sevgisiz bir yaşamın bağrındaki şiiri, güzelliği ve sevgiyi ortaya çıkaran küçük bir roman.

Ayna
Adnan Binyazar
Pupa Yayınları,
Ocak 2009, 317 Sayfa

'Denemeyi duygu/düşünce üretimi olarak algılıyorum ben. Başta roman, öykü, eleştiri vb. bütün yazınsal türlerin özünde deneme estetiğinin yattığına inandığımdan, bu alanda okuyup yazmanın, kişiyi düşünsel yönden geliştireceği kanısındaydım. Deneme türünün yazma alanı öylesine geniş ki, yalnızca 'iplik' sözcügü üzerinde düşünme bile etkili bir deneme yazmaya yol açabilir.'

Adnan Binyazar


Geçende Yaşar Nabi Bey'e seni sordum. O da seni çok seviyor. Yazış diyalektiğin çok güzel. Gitgide açılıyorsun. Biz hepimiz 'yeni bir hayatın acemileriyiz.' Kendimizi bundan sonra kuracağız. Her şey bundan sonra olacak.'

Kırmızı
Uwe Timm
Çeviren: İlknur İgan
Can Yayınları
Ocak 2009, 232 Sayfa

Cenaze hatipliği yapan Thomas Linde, aynı zamanda caz eleştirileri yazmakta ve amatör bir müzik grubunda piyano çalmaktadır. Günün birinde ışık tasarımcısı Iris’le tanışır. Aralarında yirmi yaş fark vardır ve Iris evlidir, ancak bu durum tutkulu bir aşk yaşamalarını engellemez. Linde eski yoldaşı Aschenberger’in cenaze konuşmasını hazırlarken kendiyle, geçmişiyle, bugünüyle de yüzleşir. Ve “güzel kırmızı, gençliğin, tutkunun, ateşin rengi”, yaşamının her düzleminde ona eşlik eder.

Uwe Timm’in en önemli romanlarından Kırmızı, bir yasak aşkı fon alarak, kırmızının politik ve sembolik anlamlarını, 68 kuşağının umutları ve arzularını, bir dönemin bireysel ve toplumsal izdüşümlerini işliyor. Timm’in kendi gözlemleri ve deneyimleriyle zenginleştirdiği kitap, günümüzden Alman tarihine derinlikli bir bakış olma niteliğini taşıyor.

Dile Evrenden Ne Dilersen
Debbie Frank
Çeviren: Arzu Birkan
Doğan Kitap
Ocak 2009, 132 Sayfa

Ünlülerin danışmanından, Hayat, Aşk ve Mutluluk Rehberi.
Sıra sizde.

Şimdi hayallerinizi gerçekleştirmenizin, arzu ettiğiniz aşkı yaşamanızın ve hayatınızı değiştirmenizin

Tam zamanı...

Aşka hazırsınız, ama ortalıkta âşık olabileceğiniz birinin olmadığı duygusu içinizi kemiriyor.

Belki bir ilişkiniz var, ama beklentilerinizi karşılamıyor. Belki de sadece, kendinizi hayatın ve evrenin getireceği fırsatlara açmak ve kapıldığınız kısır döngüden çıkmak istiyorsunuz.

Debbie Frank bu kitapta, kalıplarınızdan kurtulabilmenizin, engelleri aşabilmenizin ve gerçek arzularınızı tanımlayabilmenizin yolunu gösteriyor. Olumlu düşüncenin gücünü keşfedin; bizleri sarmalayan enerjiden faydalanın, hayatınızın seyrinde muazzam bir değişiklik yapın; böylece hayatınıza olağanüstü biri girsin.

Sanatta Alternatif Arayışlar
Nancy Atakan
Karakalem Yayınevi
Ocak 2009, 177 Sayfa


Arayışlar kitabı, çağdaş sanatı anlamak isteyen sanatçılar, sanat izleyicileri ve özellikle sanat öğrencileri tarafından aranan bir kitap oldu.

Şimdi ise tekrar yayımlanıyor ve kitabın ek bölümünde sanatçı ile izleyicinin diyoloğa girdiği çalışmalar üreten Tütkiyeli sanatçılardan bazı örnekler sunuluyor…

Öteki Din
Nadim Macit
Kripto Yayınevi
Ocak 2009, 493 Sayfa

'Öteki Din; düşüncenin ve anlam arayışının değil, alıntılama ve kopyalamanın; İslam'ı yeniden anlamanın değil, egemen güçlerin politik ve stratejik hedeflerine uydurmanın; birleşmenin ve bir arada yaşamanın değil, ırkçılığın, ayrımcılığın ve bölücülüğün; güvenin ve doğruluğun değil, aldatmanın ve düzenbazlığın; hakça paylaşmanın ve ekonomik uçurumu aşmanın değil, mal biriktirmenin, tefeciliğin ve tekelciliğin; terbiyenin ve vakarın değil, ihtirasın ve şehvetin; mütevaziliğin ve onurun değil, kibrin ve hafifliğin; merhametin ve barışın değil, kabalığın ve çatışmanın; hakkın ve hukukun değil, sorumsuzluğun ve pusu kurmanın; adaletin ve güvenin değil, zulmün, şüphenin ve korkunun, gönül insanı olmanın değil, baskının, şiddetin ve istismarın; adanmışlığın ve Allah'a bağlılığın değil, riyakârlığın ve kâhinliğin, aidiyetin, hamiyetin ve vefanın değil, egemen güçlere yaslanmanın, aldatmanın, kendi milletine ve tarihi tecrübesine saldırmanın aracıdır.'

Egemen gücün inşa ettiği Öteki Din; 'Moderate' İslam'ın ve Türkiye'ye dönük yüzünün deşifresi...

Ha Wer Delal-Eminé Perixané'nin Hayatı
Hüseyin Demirer
Avesta Yayınları
Ocak 2009, 208 Sayfa

Sürgünden İnfaza Bir Kürt Beyinin Dramatik Öyküsü

Batman ve çevresinde yerleşik bulunan Raman aşiretinin ünlü reisi Emînê Perîxanê'nin hayatını konu alan 'Ha wer delal' adlı kitap Avesta yayınlarında çıktı. Ramanlı Emin olarak da bilinen Emînê Perîxanê'nin oğlu Hüseyin Demirer tarafından yazılan kitapta Diyarbakır'daki Ermeni katliamından Şeyh Said isyanına, Suriye'deki sürgün günlerinden 'af yasası'yla dönüşe ve dramatik son; bir köprü altında infaz edilişine kadar birçok gözler önüne seriliyor.

Hatıra ve araştırma notlarımı biraraya getirdiğim zaman, yalnız familemizi değil herkesin ilgisini çekecek bir roman ortaya çıktı. İki asır devam eden, dört çağ ve sekiz neslin, ibret veren tatlı-acı serüvenlerini kapsamaktadır.

Duyduklarımı, gördüklerimi, verdiğim sözün ışığı altında bütün açıklığı ile hakikatleri yazacağım için, bazı akrabalar yadırgayabilir. Atalarının cahilce hareketlerini açıkladığım için bana kızabilirler. Bunlardan özür dilerken, açıklamalarımın onlar için de bir ibret kaynağı olacağından, beni bağışlayacaklarına inanıyorum.

Bu kitap, tarihi olayların, gizli kalmış yüzünü bütün açıklığıyla ortaya koyacaktır. Hakikatler acı olurmuş, doğru Fakat geçmişte öyle ilginç ve enteresan olaylar vardır ki hiçbir roman bu heyecanı veremez. O devirlerin siyasi kepazeliği, okuyucuları, o çağın gizli kalmış gaddarlıklarını ve oligarşi hareketleri hakkında tenvir edecektir. Hakikatleri kendi çıkarları için nasıl gizledikleri, hile ve desiselerle üst makamları, uydurma bilgilerle nasıl uyuttukları hakkında, yöneticilerin iğrenç ve adi hareketlerini ibretle gözler önüne serecektir.

Hafızanın Kutsal Kitabı
Beyninizi Genç ve Zinde Tutmanın Yolları
Gary Small
Omega Yayınları
Ocak 2009, 232 Sayfa


Benim başıma gelmez mi diyorsunuz? Hiç cüzdanınızı, çantanızı, dosyanızı ya da telefonunuzu bir yerde unuttuğunuz olmadı mı? Yoksa bir gece önce seyrettiğiniz bir filmi ya da daha beş dakika önce tanıştığınız birinin adını hatırlamakta hiç zorlanmadınız mı?

Bunlar size bir şey hatırlatıyor mu?

UCLA Yaşlanma Merkezi Direktörü Dr. Gary Small'un yenilikçi hafıza egzersizleri ve beyin zindeliği programı sayesinde bu sorunlardan kurtulmak mümkün. Hafızanın Kutsal Kitabı, beynin yaşlanmasının nedenleri hakkında bilgi verirken bir yandan da zihinsel performansı artırmanın yollarını sunuyor.

- Hafıza koruyucu besinler diyeti
- Mevcut en etkili ilaç ve tedaviler için bir rehber
- Haftalık ya da günlük bir takvim ve çalışma programı
- Bak, Resmini Çek, Bağlantı Kur formülü
İyi çalışan bir hafıza çok önemlidir
Bu kitap, hafızanızı geliştirecek, beyninizi genç ve zinde tutmanıza yardımcı olacaktır.

Endüstrileşme Sürecinde Bilgi Birikiminin Öyküsü
Mustafa Özilgen
Arkadaş Yayınevi
Ocak 2009, 438 Sayfa

"Bilgi ne işe yarar?” sorusunun cevabı, milyarlarca insan arasındaki yarışta önde olmak veya geride kalmakla özdeştir. Bilgiden yararlanabilmek kültürel bir olgu olarak süregelmiş; bilgiyi bilinçli kazanıp bilinçle kullananlar kaynakları ele geçirip ondan yararlanmış, bilgiye ulaşamayan veya bilginin ne işe yaradığını anlayamayanlar ise kaybeden taraf olmuşlardır.

Endüstrileşme Sürecinde Bilgi Birikiminin Öyküsü’nde, teknoloji, endüstri ve eğitim alanında sağlanan gelişmede “Kim, neden gereksinim duymuş? Başarı için gerekli bilgiyi nereden bulmuş, bilgiye nasıl ulaşmış? Altyapıyı kim, neden, nasıl, hangi amaçla sağlamış?” sorularının yanıtları akıcı bir dille aktarılıyor.

Teknoloji yaratabilen ülkelerin hangi nedenlerle ve nasıl organizasyon kurdukları; araştırma üniversiteleri, teknoparklar ve araştırmaya parasal destek sağlayan kurumların öyküleri, endüstrinin gelişmesiyle ortaya çıkan standartlaşma, kalite kontrolü, patent ve seri üretim gibi kavramlar ile çevre kirliliği gibi problemler; Türkiye’nin süreçten nasıl etkilendiği ve gelişim sürecinin önemli aşamaları da kitabın kapsadığı konular arasında yer alıyor.

Kadınlar İçin Bir Fincan Huzur
Colleen Sell
Çeviren: Elif Demir
Arkadaş Yayınevi
Ocak 2009, 323 Sayfa

Kadınlar İçin Bir Fincan Huzur, farklı yaşam deneyimlerine sahip kadınların samimi hikayelerinden derlenmiş etkileyici bir kitap. Kadınlar kadar, kadınları anlamak isteyen erkeklerin de keyifle okuyacağı bu kitapta, erkek dünyasında kadın olmanın güçlükleriyle mücadele eden, her şeye rağmen kadın olmaktan sonsuz bir mutluluk duyan kadınlar tarafından kaleme alınmış ellinin üzerinde hikaye yer alıyor.

Kadınların renkli dünyasına yeni bir pencere açan bu kitap, kadınlığın gücünü ve bilgeliğini hatırlatıyor. Kendilerini öncelikler listesinin en sonuna koyan ve ancak diğer her şeyin icabına baktıktan sonra kendileriyle ilgilenmeye başlayan kadınlara, bu gecikmeyi telafi etmek ya da baştan yaşamamak için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Kadınlar İçin Bir Fincan Huzur'u okuduktan sonra, bu kitabın sıcaklığını kadın, erkek tüm dostlarınızla paylaşmak isteyeceksiniz.

Kadın olmanın gücünü ve bilgeliğini hatırlatan hikayeler...

Kısıtlı Demokrasi Sancılı Hukuk
Sami Selçuk
Truva Yayınları
Ocak 2009, 472 Sayfa


Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk'un gerek hukukumuz gerekse de demokrasimiz üzerine en sıcak tartışmalara bu kitapta cevapları bulacaksınız...

Batıda Aydınlanma; ahlak ve hukuk alanlarını, din alanından ayırmış, bireyciliği geliştirmişti.

Türk toplumu Aydınlanma evresini yaşamadı. Bugün de tam anlamıyla yaşamış değil.

Bu kültürel gecikmişlik yüzünden bir türlü laik düzene geçilemiyor. Toplumumuz, bu alanları iç içe yaşıyor. Ne resmi dil, ne hukukun ne de askerliğin dili bile sözcüğün tam anlamıyla laik.

Geleneklerin onca güçlü, köklü olduğu bir toplumda söz konusu alanların bir çırpıda ayrışması beklenemez elbette.

Peşmude
Balın arıya ihtiyacı var mıdır?
Alper Turhal
Cinius Yayınları
Ocak 2009, 191 Sayfa

Adım adım İstanbul her kare anın var bende diye bağırdı dün gece. Mecburen bir istikamete girmek zorunda kalsam, orada bile beni karşılayan bir anı merhaba dedi. Tıkamadım kulaklarımı durun susun demedim hiçbirine, daha da yükseldi sesleri içime içime ama demedim bir kez bile susun demedim. Gece ilerledikçe anılar arkamda beni izledi yorulmadan birlikte gidiyorduk İstiklal'de, zaman zaman aklım bana oyunlar oynuyordu ama bu kez sadece tebessüm ettim oyunlara biliyordum o sesler aklımın oyunuydu "O" değildi...

İstiklal dilin olsa konuşsan dediğim günler o gün gerçek oldu sanki. Tramvayın rayından dükkanların levhalarına adımladığım arnavut kaldırımı taşlardan taksi duraklarına kadar herşey ben gerçerken anıları anlatıyordu. Eksik kalanları ben tamamlamak istedim çoğu kez, ama kimle konuştuğumu kime nasıl anlatacaktım... Ben adımlarken İstiklal bana daha önce çalmadığı şarkıları çaldı ama tesadüf dedim her geçtiğim yerde aynı anda "Bir kızıl goncaya benzer" çalsada tesadüf dedim... Tesadüf (mü)?

Hangi söz anlatır artık derken şimdi beni, Minemin ağzından çıkageldi: "Peşmude..." Daha anlamını bilmezken üstüme biçilmiş ruhsarım oldu dün gece... Peşmude dün herkes uyurken İstiklal'den başladı yürümeye. Aklının ona oyunlarıyla birlikte, kulağına anıların fısıldayışlarıyla birlikte İstiklal'den Şişli'ye. Defalarca baktı meydandaki sokak lambalarına. İskete bir kaç metre solundan el salladı Peşmudeye ve fısıldadı "unutma" diye. Sadece o hoş tebessümünü etti ve birkaç saniye duraksayarak sadakatiyle selamladı Peşmude...

Beyaz Geceler
Bir Hayalperestin Anılarından
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Can Yayınları
Ocak 2009, 100 Sayfa

Öykünün Hayalperest anlatıcısı, Petersburg'un "beyaz geceler"inde sokaklarda dolaşırken, Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da Hayalperest kadar yalnızdır. İkinci buluşmalarında aralarında bir dostluk doğar; Nastenka, Hayalperestimize, kendi yaşam öyküsünü anlatır: Âşık olduğu bir genç adam bir yıl sonra ona geri döneceğini söyleyerek Moskova'ya gitmiş, ama aradan bir yıl geçmesine karşın tek bir mektup bile yazmamıştır. Bu arada, Hayalperestimiz de Nastenka'ya vurulduğunu fark eder, ama duygularını gizler.

Yalnızca 19. yüzyıl Rus edebiyatının değil, dünya edebiyatının en büyük yazarlarından Dostoyevski'nin 27 yaşında yazdığı Beyaz Geceler, sevecen, okuru sarıp sarmalayan, ama hüzünlü bir uzun öyküdür. Bir yanıyla romantik bir aşk üçgeninin, bir yanıyla da bir kişilik parçalanmasının öyküsüdür.

"Dört gecelik bir aşk hayali" diye tanımlanabilecek bu küçük başyapıtı, Sabri Gürses'in Rusça aslından yaptığı çeviriyle ve Dostoyevski ve yapıtı üstüne ayrıntılı incelemesi eşliğinde sunuyoruz.

Felsefeye Giriş
İsmail Tunalı
Altın Yayınevi
Ocak 2009, 223 Sayfa


Felsefeye Giriş kitabı, çok uzun bir çalışmanın ve İsmail Tunalı’nın yıllarca üniversitelerde verdiği felsefe derslerinin sistematik bir formla hazırlanmış ürünüdür.

Çağdaş felsefe sorunlarını, çağdaş felsefe disiplinleri içerisinde ele almaktadır. Ve bu niteliğiyle eser, sadece ülkemiz açısından değil, diğer kültür ulusları açısından da özgülüğü ifade etmektedir. Nitekim kitabın yıllar önceki ilk versi-yonları Rusçaya ve Azericeye çevrilmiş ve diğer Türk Cumhuriyetleri de dahil olmak üzere kitap okunup, sürekli basılmıştır. Bu son versiyonuyla Felsefeye Giriş ülkemizde de geniş bir okuyucu kitlesine ulaşacaktır.

Karanlık Çökerken Neredeydiniz
Mario Levi
Doğan Kitap
Ocak 2009, 585 Sayfa


"Mario Levi'nin 4 yıl aradan sonra yeni romanı Karanlık Çökerken Neredeydiniz. Levi, son romanında mekânları, toplumsal ve siyasi değişimleriyle İstanbul üzerinden bir Türkiye resmi çiziyor.Tiyatro sevgisi ve üstelik Türk edebiyatında hemen hiç işlenmeyen futbol tutkusuyla işlenmiş bir hikâye. Romanında 78 kuşağının saflığını, romantizmini, aradan geçen yıllara nasıl yenilip örselendiğini, o dönemi görmemiş genç kuşaklara olanca duyarlığı ve değeriyle aktarıyor.

Hikâyeleri bu şehrin hikâyesiydi... İzak, Necmi, Şebnem, Niso, Yorgo ve Şeli... Yılların akışında farklı ülkelere gitmek zorunda kalmışlardı. Masumiyetini ve saflığını kaybedememiş o son romantik kuşaktan bilmişlerdi kendilerini. Otuz yıl aradan sonra biraraya gelip, gençlik oyunlarını yeniden sahneye koymak istemişlerdi. Aşkları ve henüz tüketemedikleri heyecanları vardı. Kırgınlıkları ve yaraları da... Oyunun adı 'İstanbul Hayatım'dı... Başarabilecekler miydi? "

Kuantum Bilgeliği ve Tasavvuf
Haluk Berkmen
Sistem Yayıncılık
Ocak 2009, 304 Sayfa

Günümüzün modern bilimleri bize yeni açılımlar ve farklı yaklaşımlar sunuyor. Fizik dünya ile ilgilenen pozitif bilimlerin sınırında bilim ile tasavvuf ortak bir düşünce şeklini işaret ederek bütünsel bir bakışa kapı aralıyor. Kuantum kuramının felsefi açılımını günümüz insanının düşünce ve davranışlarına uyguladığımızda "Kuantum Bilgeliği" şeklinde tanımlanabilecek yepyeni bir bakış açısı karşımıza çıkarıyor.

Bu kitapta sadece Kuantum kuramından değil, doğadaki karmaşadan, fraktallerden, belleğin holografik yapısından, temel parçacıkların sicim kuramından, sibernetik sistemlerden, yapay zekâdan ve ışıktan hızlı hareket eden takyonlardan söz ediliyor. Düşüncenin farklı boyutlarını oluşturan ve kadim bilgeliğin parçası olan Tao öğretisi ile Şamanlık da bu arada ihmal edilmiyor. Şaman mistisizminden söz ederken Asya'dan Meksika'ya kadar.

Delta Planı
Seçimleri Kimler Nasıl Kazanıyor?
Birol Ertan
Şira Yayınları
Ocak 2009, 175 Sayfa

Seçimleri kim kazanacak?

Bu konuda küçük bir ipucu elde etmek için türlü anketler yapılıyor, araştırmalara oluk oluk paralar akıtılıyor.

A partisi mi kazanacak? B partisi mi kazanacak?

Aslında bunun o ya da bu parti ile hiçbir ilgisi yok. Çünkü seçimleri hep aynı partiler kazanıyor. Yani doğru bilgiyi elinde bulunduran, bunu uygulayan partiler ve yine onlar kazanacak...

Peki bu ayrıcalıklı gibi görünen insanlar kimler. Elinizdeki kitabın konusu işte bu bilginin, yani Delta Planı`nın ne olduğu ve nasıl uygulandığı ile ilgilidir. Kitabı okuduğunuzda, Delta Planı`nı uygulayan partilerin seçim kaybetmesinin, uygulamayan partilerin de kazanmasının imkansız olduğunu ve bunun tarih boyunca hep böyle gerçekleştiğini göreceksiniz.

Evrensel bir yasa vardır: "Parça bütünün bilgisini taşır". Bu bilgi ile birlikte kitabın bir başka amacına daha ulaşıyoruz: Eğer doğru bilgiyi uygulayarak bir parti başarılı oluyorsa, bu bizler için de geçerlidir. Bunun için önce doğru bilgiye ulaşmak için istekli olmak, doğruyu ayırdedecek inceliğe sahip olmak, sonra da planlamak ve çalışmak gerekir.

Yeni Büyük Oyun
Avrasya'nın Değişen Jeopolitiği
M. Seyfettin Erol
Barış Yayınevi
Ocak 2009, 537 Sayfa

Ortadoğu'da zor günler yaşayan ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin askıya alan Amerika Birleşik Devletleri, "Yeni Büyük Oyun"u tekrar Avrasya'ya ve Avrasya'nın merkezi konumunda olan Orta Asya-Kafkasya eksenine taşımanın peşinde...

Nitekim, Karadeniz-Kafkasya-Hazar ve Afganistan-Pakistan-Hindistan ekseninde yaşanan son gelişmeler, bunun birer göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla, Avrasya bölgesi bir kez daha yoğun bir güç mücadelesine sahne olacağının güçlü sinyallerini veriyor.

Peki, ABD niçin "Yeni Büyük Oyun"u tekrar Avrasya bölgesine taşımak istiyor? ABD'nin bu yeni stratejisi bölge devletleri tarafından nasıl algılanıyor? Bölge güçleri Rusya, Çin ve İran tüm bu gelişmelerin neresinde yer alıyorlar ve her şeyden önemlisi bu yeni süreçte Türkiye'nin yeri nedir ve nasıl bir politika izlemelidir? Bu noktada Türk Avrasyası ne anlama taşımaktadır?

Bu çalışma, yukarıdaki sorular çerçevesinde "Yeni Büyük Oyun"u, küresel güç mücadelesinde Avrasya'nın değişen jeopolitiği kapsamında konunun değerli uzmanlarıyla en güncel biçimiyle irdelemeye çalışmaktadır.

Birinci Dünya Savaşı'na Giden Yolda Osmanlıların Drednot Düşleri
Serhat Güvenç
Türkiye İş Bankası Yayınları
Ocak 2009, 128 Sayfa

İçindekiler
Giriş: Neredeyse Tüm Kötülüklerin Anası
Bölüm I: Zırhlıdan Drednota Harp Gemilerinin Evrimi
Bölüm II: Güney Amerika'da Drednot Rekabeti
Bölüm III: "Donanma İstemezük"ten "Donanma Hayattır"a
Bölüm IV: Osmanlıların Denizdeki Rakipleri
Bölüm V: Osmanlıların İlk Dirednot Siparişi
Bölüm VI: Dünyanın En Güçlü Drednotu Osmanlıların Oluyor (mu?)
Bölüm VII: Savaşa Doğru Denizlerdeki Güç Dengesi
Bölüm VIII: Reşadiye ve Sultan Osman'a El Koyma Kararının Etkileri
Bölüm X: Müzakere mi? Oyalama mı?
Bölüm XI: Mali Karmaşa

Şeytanla Randevu
Özgür Doğan
Sobil Yayıncılık
Ocak 2009, 415 Sayfa


Bir dönemin edebiyat dünyası yönlendiren yazar ve şairlerden Özgür Evren,toplumun değer yargılarına yabancılaşması ve paranın her şeyin değişim aracı olarak kullanılmaya bağlanması karşısında kendini mutsuz hissetmeye başlar.Yirmi yıldır göremediği kızının hasretine direnmeye çalışırken eşi tarafından terk edilmek ise ruh sağlığını yitirmesine neden olur.