Bodrum Anadolu Lisesi 11.Sınıflar (BAL11LER)
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bodrum Anadolu Lisesi 11.Sınıflar (BAL11LER)

Created by EFECaaN ©2008
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Karışık Fıkralar 2 =)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BlacK*AngeL
Modaretor
Modaretor
BlacK*AngeL


Kadın
Mesaj Sayısı : 264
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 11/02/09

Karışık Fıkralar 2 =) Empty
MesajKonu: Karışık Fıkralar 2 =)   Karışık Fıkralar 2 =) Icon_minitimeÇarş. 11 Şub. 2009 - 21:16

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

SUBAŞININ EŞŞEĞİ
Eşeği kaybolan Subaşı, ateş püskürmüş:
-Çabuk benim hayvanımı bulun, yoksa karışmam! Diye bağırmaya başlamış. Herkesi bir telaş , bir korkudur almış. Eşeği aramak için dört bir tarafa dağılan Akşehirliler , yolda Hoca'ya rastlamışlar:
-Aman Hocam, bize yardım et. Yolda sahipsiz bir eşek bulursan hemen yakala n'olur.
-Eşek kimin?
-Subaşının. Demişler. Hoca da: "Peki ararım" demiş ve türkü söyleye söyleye yolunu sürdürmüş. Karşısına çıkan bir köylü :
-Hocam, böyle türkü söyleyerek ne yapıyorsun? Deyince , Hoca:
-Subaşının kaybolan eşeğini arıyorum! Demiş. Adam , yine sormuş:
-Peki , böyle türkü söyleyerek eşek mi aranır a Hoca?
-El elin eşeğini elbette türkü söyleyerek arar. Hele eşek zorla aranıyorsa. Üstelik Subaşınınsa....

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

PERDEYİ BEN BULDUM
Bir ahbap topluluğunda Hoca'nın eline iş olsun diye bir saz tutturmuşlar:
-Hadi bize güzel güzel bir şeyler çal da dinleyelim! Demişler. Hoca sazı eline alınca mızrabı bir aşağı bir yukarı teller üzerinde rastgele dolaştırmağa ve böylece tuhaf tuhaf sesler, gıcırtılar çıkarmağa başlamış:
-Aman Hoca demişler, saz dediğin böyle mi çalınır? Perdeler üzerinde usuliyle gezinmek gerek ... Hoca , elindeki sazı dımbırdatmağı sürdürürken:
-Onlar perdeyi bulamazlar, aramak için gezinip dururlar. Ben buldum işte. Niçin boşu boşuna gezinip durayım, demiş. Gülmüş.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

PERDEYİ BEN BULDUM
Bir ahbap topluluğunda Hoca'nın eline iş olsun diye bir saz tutturmuşlar:
-Hadi bize güzel güzel bir şeyler çal da dinleyelim! Demişler. Hoca sazı eline alınca mızrabı bir aşağı bir yukarı teller üzerinde rastgele dolaştırmağa ve böylece tuhaf tuhaf sesler, gıcırtılar çıkarmağa başlamış:
-Aman Hoca demişler, saz dediğin böyle mi çalınır? Perdeler üzerinde usuliyle gezinmek gerek ... Hoca , elindeki sazı dımbırdatmağı sürdürürken:
-Onlar perdeyi bulamazlar, aramak için gezinip dururlar. Ben buldum işte. Niçin boşu boşuna gezinip durayım, demiş. Gülmüş.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

BAKLAVA
Hoca aksamleyin eve dogru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

PEŞİN PARA
Nasrettin Hoca tarlada uğraşırken birden alacaklısı gelmiş.

-"Hoca, paramı ne zaman ödeyeceksin." demiş.

Nasrettin Hoca'da;
-"şu görüğün bölgeden devamlı koyunlar geçer. oraya bir tel örgü takıcam,takılan koyun yünlerini de satıp sana borcumu ödeyeceğim."demiş.

Adam da haklı olarak gülmüş. Nasrettin Hoca buna karşılık adama;
-"Ne oldu köftehor. Peşin parayı görünce gülersin demii!" demiş.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

HOROZ DÖVÜŞÜ
Nasreddin Hoca’nın horoz dövüşlerine yeni merak sarmış bir arkadaşı varmış. Birlikte gidip pazardan dövüşken bir horoz aramaya başlamışlar. Derken, arkadaşı bir horoz beğenmiş. Satıcıya adı ne bunun diye sormuş. Satıcı, adı yiğit demiş. Arkadaşı horozu almış. Daha sonra yiğit hangi dövüşe girse dönüp kaçmış. Tabii ki rakibi de peşinde. Yiğit kaç dövüşe girdiyse hiç yakalanmamış. Arkadaşı, Hoca’ya: “ Hoca ne iştir? Benim yiğit neden dövüşe girmeyip kaçıyor?” demiş. Hoca: “ Bilmez misin Selami, yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır. Ne yapsaydı yani dövüşe girip de yara - bere içinde mi kalsaydı? Bak şuna hiçbir yerinde çizik bile yok. Hey maşallah! “ demiş.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

NEFES
Nasrettinhocaya sormuşlar.
-En sevdiğin nefes hangi nefes?
Nasrettinhoca şöyle demiş.
-Sigaranın ilk nefesiyle,kaynanamın son nefesini.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Temel yazar olmak istiyormuş. Buna "İyi bir yazar olabilmen için içinde aşk, intikam, dehşet ve felsefe olan bir roman yaz!"demişler. Temel eve kapanmış. İki yıl sonra saç baş dağılmış vaziyette yaklaşık yediyüz sayfalık bir roman yazmış.
Romanın adını sormuşlar: ''Klopatra'yı kim vurdu?'' demiş.
Demişler ki:''İyi hoş, bunda her şey var da felsefe, derinlik, sufilikle ilgili birşey yazmamışsın!" Bunun üzerine Temel gene eve kapanmış. Bir iki yıl Temel'den gene ses yok.
Uzun zaman sonra saçı başı dağınık vaziyette, bu sefer bin sayfalık kalın bir roman yazmış. Adını sormuşlar: ''Allah Allah Klopatra' yı kim vurdu? demiş.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Temel ile Dursun birgün bir alışveriş merkezine gitmişler.
Alışverişleri bitmiş, kasaya doğru giderlerken Temel birşey unuttuğunu söyleyerek geri dönmüş. Birkaç dakika sonra Temel elinde 5 koli dolusu Orkid alarak gelmiş.
Dursun sormuş: "Haçan napacasun pu orkidleri?" Temel:
-Bununla denize cirebilisün, atlayıp zıplayabilüsün, pisiklete pinebilisun..."

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

BOYACI LAZ
Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Lazı çağırmış:
- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ?
- Ben yine iyi çalışıyorum
- İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın.
- E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya basladı.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ÇEKİRDEKSİZ KARPUZ
Bir genetik kongresinde herkes icatlarını anlatıyormuş;
İngilizler bizler balık ve devenin genlerini birleştirdik, kolesterolsüz et ürettik demişler.
Fransızlar; tavuk ve inek genlerini birleştirdiklerini bu sayede hızlı bir üreme gerçekleştirip et problemini ortadan kaldırdıklarını anlatmışlar.
Temel de;
-Biz, karpuz ve hamam böceği genlerini birleştirdik demiş. Bu sayede karpuzu kesince çekirdekler sağa sola kaçıyor ve çekirdeksiz karpuz yiyoruz.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

PİJAMA
Temel Dursun'a misafirliğe gitmiş. Fakat bi zaman sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlamış. Dursun
- "Temel bu akşam gitme, çok yağmur yağıyor. Burda kal yarın gidersin.Yoksa çok ıslanırsın" demiş. Temel kabul etmiş. Bir ara Temel ortalıktan kaybolmuş. Sonra kapı çalmış. Kapıyı açan Dursun Temel'i sırılsıklam karşısında görünce şaşkın bi halde sormuş:
- Ula Temel bu ne hal? Temel de
- "Haçan pijamalarımı almağa cittum" demiş

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

HELİKOPTER
İlk defa helikopter gören Temel, Dursun' a sormuş;
- Dursun, bu nedur da? Dursun, gayet sakin cevap vermiş;
- Haçan, bu olsa olsa bin yaşında bir sinek dur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Karışık Fıkralar 2 =)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bodrum Anadolu Lisesi 11.Sınıflar (BAL11LER) :: Komikler :: Fıkralar-
Buraya geçin: